|
Copyright © 2022 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır |
Çocukluğumun ilk beş yılı Ankara Kaleiçinde Ulucanlar Cezaevi karşısında Yeni Hayat Mahallesinde geçti. Aklımda kalanlar: beyaz uzun tüylü köpeğimiz vardı; alışveriş için Samanpazarına ve Çıkrıkçılar yokuşuna gider ve annemler Babacan manifatura mağazasından ufak tefek birşeyler alırlardı.
Annemin halası olan Nimet Aral (Mimi) eşi Süleyman Aral, çocukları Halil ve Yılmaz ağabeyler ve yaşıtım Gönül de bizim ve annenannemin evinin bitişiğindeki evde kalıyorlardı. Annemin kuzeni Bekir Büyüközdemir ağabey Yüksel abla ile ve Hacı amca Nimet teyze ile burada evlendiler.
|
Copyright © 2022 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır
|
AOÇ VE GENÇLİK PARKI
Bazen annem babam ve yakınlarımızla Atatürk Orman Çiftliğine giderdik. AOÇ'deki hayvanat bahçesinde en çok filler ve maymunlar ilgimi çekiyordu. Yazları ara sıra ailem ve kuzenlerimle Gençlik parkına giderdik. Parktaki Luna park ve iki istasyonu olan kara trene binmek çok eğlenceliydi. Sonra ikiyüz metre genişliğinde ve bir metre derinliğindeki o kocaman havuzun kenarındaki çay bahçelerinin birine oturup masaya semaver ısmarlayıp çay içerdik ve sandal kiralardık. Istanbul'da yıllarca yaşamış olan babam burayı Ankaralıların Boğaziçi sahili diye adlandırır ve bıyık altından gülerdi.
Babam Etimesgut Havalanındaki işini bırakıp şehire daha yakın olan Akköprüdeki KKK. Anatamir fabrikasında Teknik ressam olarak çalışmaya başladı. Annem de ben üç yaşındayken Yapı Kredi Bankasında işe girdi. Birkaç yıl sonra Cebeci Dikimevindeki Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Mikrobiyoloji bölüm sekreteri olarak çalışmaya başladı.
|
Copyright © 2022 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır |
AÜ TIP FAKÜLTESİ MİKROBİYOLOJİ ENSTİTÜSÜ
Yaz tatillerinde bazen annem beni işyerine götürüyordu. İş saatlerinde Tıp Fakültesinin bakımlı ve geniş parklarında oynuyor, fıskiyeli süs havuzuna ayağımı sokup serinliyordum. Öğle yemeklerini doktor amcalar ve teyzelerle beraber yemek hoşuma gidiyordu. Mikrobiyoloji bölümü ve yanındaki Intaniye servisinden Profesör Dr Sabahattin Payzın, Profesör Dr Hayati Ekmen ve Doçent Dr Namık Sevük aklımda kalmışlar.
NEVŞEHİR KIRŞEHİR ANKARA
Annemin babası Hasan Akdur'un, memleketi Nevşehir'de manifaturacı denilen tekstil ve giyim eşyaları satan mağazası varmış. Kırşehirli anneannem Nazmiye Özügür ile evlendikten sonra dükkanı Kırşehir'e taşımış ve Killik mahallesine yerleşmişler. Birkaç yıl sonra dedem dükkanı devredip ailesiyle Ankara'ya taşınmış ve kaleiçindeki Yeni Hayat mahallesine yerleşmişler.
Hasan dedem o zamanlar Hergele meydanı olarak anılan İtfaiye meydanında yıllarca bir otelin işletmeciliğini yaptuktan sonra iflas etmiş ve ellili yaşlarda su tesisatçılığı mesleğini öğrenerek ölene kadar tesisatçı ustası olarak çalışmış. İşlettiği otelin iflas etmesi üzerine tüm malvarlığını yitiren dedem geç yaşlarda tütün kullanmaya ve ara sıra arkadaşları ile rakı içmeye başlamış. 1960 yılında Ulus'ta Keçiören otobüs durağında kalp krizi geçirip yeğeni (kuzenim) Halil Aral'ın yanıbaşında trajik bir şekilde ölmüştü.
HASAN DEDEM ÖLDÜ ANNEANNEM HACCA GİTTİ
Hasan dedemin ölümü üzerine dul kalan Nazmiye anneannem bir gün kızlarına: "Hacca gideceğim bana tayyare bileti alın" demiş. O zamanki uçakların menzili Istanbul ve Ankara'dan Mekke'ye yetmediğinden THY, Adana'dan 4 pervaneli 48 koltuklu Viscount uçağı ile sefer yapıyormuş. Hacdan gelecek anneannemi karşılamak için annemlerle ve Yurdagül teyzem, Kazım eniştem ile Adana'ya gittik.
Adana'da Seyhan otelinde kaldık. Seyhan nehri, akarsu gibi derin su kanalları ve giden ve gelen hacılarla dolu Şakirpaşa havaalanı hala aklımda. Adana'da biraz yol yürümek yerine niçin taksi almadığımız konusunda büyüklerimle aynı fikirde olmadığım bahanesiyle yaramazlık yaptığımı Kazım enişte 40 yıl sonra bana anlatmıştı! Ertesi gün hacı anneannem ile beraber Ankara'ya dönerken otobüste arabistan hurması atıştırıp zemzem suyu içmiştik
|
Copyright © 2022 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır |
BAYRAMDA KABRİSTAN ZİYARETİ
Dini
bayramlarımız Ramazan (Şeker) ve Kurban bayramında sabahleyin erkeklerin camide
kıldığı Bayram namazından sonra kabristana gidip nenemiz ve Hasan dedemizin kabirlerini
ziyaret edip onların ve tüm rahmetli yakınlarımızın ruhuna dualar okurduk. Hacı
anneannem Nazmiye Akdur çantasından çıkardığı Kuran-ı kerimden Yasin-i şerif
okurdu.
Biz de her bir rahmetli olmuş büyüğümüz için üç kulhuvallah, bir fatiha ve bildiğimiz diğer sureleri okur, el fatiha diyerek ruhlarına hediye ederdik. Böylece
rahmetli büyüklerimizle bayramlaşmış olurduk.
Kabristan
ziyaretinden sonra yakın akrabalarımıza ve dostlarımıza bayram ziyaretine
giderdik. Bayramın ikinci ve üçüncü günü ise evde kalır, bize gelen
yakınlarımız ve komşularımızla bayramlaşırdık. Bayram ziyaretlerinden eve
geldiğimizde hemen kesekağıdında topladığım bana verilen bayram şekerlerini,
çıkolataları masaya dizer; kazandığım bayram harçlıklarını sayar ve mutlu
olurdum!
BAĞLIK BAHÇELİK KEÇİÖREN
1956 yazında Samiye teyzemin bağlık bahçelik Keçiören Duvardibi durağında (Yeniyol ile Dutluk arası) bir dönüm arsaya yaptırdığı iki katlı bahçeli evin alt katına taşındık. Etrafımızda 100 metre arayla bahçeli bir ve iki katlı müstakil evler vardı. 8 nolu EGO otobüsü yarım saatte bir gelir, Gazino durağında 5 dakika bekleyip Ulus’a geri dönerdi.
AŞIKLAR TEPESİ
Bu semt insanların yanyana yaşadığı kalabalık Kaleiçinden farklıydı. Haftasonları aileler uzun ağaçların gölgesinde piknik yapmaya Dutluk çayırına gelirlerdi. Derenin yukarısındaki aşıklar tepesine gelen sevgilileri ıslık çalarak rahatsız eder kaçardık. Dutluk'ta iki katlı villada yaşayan kel bir amcanın oğlu Taner Şener ağabey Ankara Radyosunda şarkı söylemeye başlayınca mahallenin gençleri onu kutlamıştık.
|
Copyright © 2022 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır |
DUVARDİBİ DURAĞI
Duvardibindeki komşularımız Hale ve Şule adlarında kızları ve mavi Ford Taunus arabası olan Avukat İsmet Bilgin, şampiyon güreşçi iki hanımlı Celal Atik amca, Azim Apartmanından Mehmet Baki ve Ziya, babası albay olan Selahattin, bitişiğimizde hakim Hulusi amca ve birkaç Ermeni ailesi idi.
Hacı anneannemin bende çok hakkı vardır, ruhu şad olsun. İlkokul yıllarımda annem çalıştığı için ben öğleden sonra okuldan gelince anneannemin yaptığı nefis yemeklerle karnımı doyurunca Duvardibinde mahalle arkadaşlarım ile top oynamaya, tornet sürmeye veya sohbet etmeye dışarı çıkardım. Bazen de sınıf arkadaşım Ercü ve küçük biraderi Cüneyt Gürsoytrak ile Çiftasfaltta buluşur, sohbet eder ve oyun oynardık.
1071 MALAZGİRT SAVAŞI, ERMENİLER
Tarih kitabında okuduğumuza göre atalarımız 1071 yılında Selçuklu sultanı Alp Arslan'ın yönettiği Selçuklu ordusunun Bizans imparatoru Diyojen'in ordusunu Malazgirt meydan savaşında yenilgiye uğratmasından sonra Orta Asya'dan Anadoluya gelmeye başladılar. Bizlerden evvel Anadolu'da yaşayan ırklardan olan ve 1923'den beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Ermeni komşularımızla aramız pek iyiydi. Yıllar sonra gündeme gelen 1915 olayları hakkında bilgimiz yoktu.
ANKARALI ERMENİ KOMŞULAR
Ermeni komşularımız Paskalya bayramında bize boyanmış yumurta ve çikolata getirirlerdi. Cumhuriyet bayramında evlerine Türk bayrağı asarlardı. Dini bayramlarımızda evimize bayram ziyaretine gelirlerdi ve biz de onlara çay ve hacı anneannemin yaptığı üzümlü kurabiyelerden ikram ederdik.
Aklımda kalan isimleri: Pejo bisikleti olan Varucan’ın babası kuyumcu Agop amca, maması Ayşalurs teyze, kızkardeşi İlda; büyük Andon amca, Anafartalar caddesinde meşhur bir tüccar terzi olan küçük Andon amca, eşi kızıl saçlı Madam Takü teyze, mahallenin en güzel kızı Diana ve oğulları şaşı Berç...
ERMENİ MADAM SURPİK TEYZE
Unutamadığım, hatırladıkça gülümsediğim bir anım: bir gün avukat İsmet amcanın kızı Hale ve Varucan ile beraber onların arka bahçesinde yeşil erik toplarken Varucanın "yaya" dediği anneannesi Madam Surpik'e yakalandık. Surpik teyze bize, "Ağzına s... bebeleri, benim ham meyvelerimi çalıyorsunuz" diye küfrederek haykırınca biz son sürat arazi olup ağaçların arasından yukarıdaki Cami yönüne koşup kaçmıştık!
DEDEMİN EVİ, ISTANBUL
Çocukluğumda yazları annem ve babamla Istanbul'a giderdik ve Fatih, Karagümrük Alişah çıkmazındaki Ahmet dedemin bahçesinde kocaman bir incir ağacı olan birbuçuk katlı ahşap evinde bir hafta kalırdık. Arka bahçedeki kocaman yaprakları olan ağaçtan incir toplamaya bayılıyordum. Dedemle ikimiz sabahları yukarıdaki Atikali yönündeki fırına taze ekmek almaya giderdik. Dedem hep: "Elif babaannen erzaklarımız yeterli dedi, ama buraya kadar gelmişken bakkaldan taze kahvaltılık peynir zeytin ve bitişikteki manavdan da karpuz alalım" derdi ve biz böylece Elif hanımın erzak deposunu takviye ederdik.
DRAMAN TURŞUCUSU
Bazen de dedemle beraber aşağıya Balat yönüne gider, meşhur Draman turşucusundan turşu alırdık. Bir keresinde dedemin tanıdığı olan turşucu amca, bana ısrarla acı biber turşusu tattırınca ben yüzümü büzdüm ve ağlar gibi oldum. Turşucu benim halime bakarak kahkahayla gülünce dedem adama, "Çocuğa zorla biber turşusu vermen doğru olmadı" diyerek onu azarlamıştı.
|
Atatürk'ün köşkü, Florya plajı Copyright©2022 All rights reserved |
AMCAKIZIM EMEL İLE FLORYA PLAJINDA
Istanbul'dayken
bir gün ailemle Niyazi amcam ile Servet yengemin Yavuz Selim, Akdeniz caddesindeki
evine gidip kuzenim Emel'i ve benden iki-üç yaş büyük olan güzel teyzesi Semra'yı
alıp Yenikapı'dan trenle Florya plajına gittik. Babam ve annem Emel'e yakın
ilgi gösterince ben onu biraz kıskanmıştım. Hayatın cilvesi işte, Emel kuzenim
ile yarım yüzyıldır görüşemedik.
Ahmet
dedem ve Elif babaannem ile Gülhane Parkındaki küçük hayvanat bahçesine gittik
ve o zamanlar meşhur olan, ama birkaç yıl sonra hastalanıp ölen Dumbo adındaki
fili gördük. Annem ve babamla beraber Ankara'ya dönerken
Kamil Koç'un uzun burunlu Mercedes-Benz otobüsü Bolu dağında su kaynattı ve durup
mola verdikten sonra yola devam ettiğimizi hatırlıyorum.
Evimizin temeli atıldı. Copyright © 2022 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır
IŞINEVLER KOOP. ERTUNA SOKAK
Üçüncü sınıfa giderken Duvardibinden iki kilometre aşağıda Çocukıslahevi durağında, Ertuna sokakta annemle babamın yaptırdığı iki katlı bahçeli eve taşındık. İlk defa kendimize ait müstakil bir evimiz olmuştu ve bu evde benim on yılım, annemlerin de yirmi yılı geçecekti.
|
Ertuna sokak Copyright © 2022 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır |
Komşularımız aklımda kalanlar: Bir yanımızda İskilipli Mustafa ve Şerife Çıkrıkçı ve çocukları Zehra, Mehmet ve Faruk. Öte yanımızda Ispartalı Izzet Arın beyamca, Türkan hanım teyze ve evlatları Mehmet ağabey, Ülkü, Tülay ve Gülay. İleride Kırşehirli, ünlü pul kolleksiyoncusu Mustafa Erkul beyamca, Halise hanım teyze ve evlatları Arife, Erdal, Numan, Hamdi ve küçük Efgan.
Yukarıda karşımızda Çerkes Pejo taksici Hüseyin Kırdım beyamca, Ganime hanım teyze, oğulları Tanju, Cumhur ve küçük şirin kızları Yıldız.
Işın Evler Yapı Kooperatifi başkanı Kemal Şenses beyin oğlu Murat (çene) ve Kanaat Bakkaliyesini işleten şaşı Haluk abi aklımda!
Copyright © 2022 All rights reserved-Tüm hakları saklıdır