Dünyaca ünlü yazar Yaşar Kemal ile Helsinki, 1975 Copyright © 2021 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır |
Helsinki Üniversitesinde son sınıfa başlamıştım. Bir gün Türkiye Büyükelçiliğinden telefon geldi. Büyükelçinin sekreteri, gelecek hafta Türkiye'den o zamanın dünyaca tanınmış, Nobel ödülüne aday yazar Yaşar Kemal'in Helsinki'ye geleceğini; 3 günlük ziyaret sırasında Finlandiya TV ve radyosunda yapılacak programlara tercüman aradıklarını ve müsait olup olmadığımı sordu.
Büyükelçilik bütçesinin kısıtlı olduğunu, ama kitapları Fince yayınlayan Tammi Yayınevinin basın toplantısı ve kitapçıdaki imza merasimi için ayrıca tercümanlık ücreti ödeyeceğini bildirdi... Lisedeyken edebiyat öğretmenimizin önerisi üzerine İnce Memed'i okumaya başlamış, ama yarıda bırakmıştım. Heyecanlandım, büyükelçinin sekreteri Finli hanıma "bu benim içim büyük bir onur, yayınevinin ödemesi bana yeter" dedim ve bu iş teklifini memnuniyetle kabul ettim.
DÜNYACA ÜNLÜ YAZAR YAŞAR KEMAL GELDİ
Büyükelçi Türk yazarın gelişte Helsinki Havalaanı VIP salonundan alınmasını organize etmiş. Ben de karşılamaya gittim, karşılayanlar arasında en son kişi olarak kendimi tanıttım ve elini sıktım, "Hoşgeldiniz Yaşar bey" dedim. Bana döndü ve dedi ki: "arkadaş ben bey mey değilim, Toroslardan Anavarza yaylasından gelen bir abinim senin. Onun için bana Yaşarkemal de, tamam mı?"
Yayınevi, Milli Müzenin ilerisindeki Continental Hotelde oda ayırtmış, Yaşar Kemal ve eşi Tilda hanım ile orada kaldılar. Ertesi gün Radyo, TV, yayınevi, Basın Toplantısı derken zaman su gibi aktı. Yaşarkemalin söylediklerini Finceye çevirdim. Sorulan soruları Türkçeye çevirdim. Onunla dost oldum. Yayınevinin verdiği akşam yemeğinde hayatımda ilk defa pembe balık (Somon balığı) yedim...
CUMHURİYET GAZETESİ
Son sabah otele vardığımda lobide oturmuş gazete okuyarak beni bekliyordu. Selamlaştık, sefirin hanımı Yaşarkemalin eşini otelden almış müze gezdirmeye ve diplomat eşlerinin toplantısına götürmüştü. "Doğum yeriniz Adana mı?" diye sordum. Yaşarkemal, "Torosların yayla köyünde doğmuşum ama köklerim dünyanın en mavi gölü olan Van'dadır" dedi ve elindeki Cumhuriyet'i uzattı: al, sonra okursun dedi.
Üç günlük samimiyete güvenerek, sağol o gazete bana ağır geliyor, yazılanları anlamakta zorluk çekiyorum dedim. "Bana bak Ismail: rumca politika, arapça siyaset her gazetede var, Tercüman'da da var, Son Havadis'te de!". Ben de ona "Haklısın benim Ahmet dedem de sözünü ettiğin o iki gazeteyi okur, ama ben Milliyetin spor sayfasından şaşmam" dedim.
Hotel Marski, Helsinki - Copyright © 2021 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır |
HELSİNKİ ŞEHİR GEZİSİ
Gazeteyi masaya bıraktı, "bugün bana Helsinki merkezindeki önemli binaları ve heykelleri göstermeni isterim, sonra da biraz alışveriş yapalım" dedi ve meşhur Mannerheimin caddesine çıktık. Kansallismuseo, Milli Müze ve Eduskunta, FBMM önünden yürüyerek 15 dakikada Helsinki merkezine indik. BioRex sineması karşısında Mareşal Mannerheim'in atlı heykelinin önünde durup Yaşarkemal'e 1918'de kurulan genç Finlandiya Cumhuriyetinin tarihini kısaca özetledim ve o dikkatle dinledi.
"Demek ki Ruslar, 2.dünya savaşında Almanya'nın yanında 5 yıl savaşıp Eylül 1944'de teslim olunca işgal ettikleri stratejik konumdaki Finlandiya'dan birkaç yıl sonra çekilmişler! Rus lider Nikita Kruşçef ile kişisel dostluk kurup, onu Rus ordusunun Finlandiya'dan çekilmesi konusunda ikna eden cumhurbaşkanı Urho Kekkonen'i takdir etmek gerek" dedi.
Kolmen Sepän patsas, Üç demirci heykeline uzun uzun baktı ve "bu bana işçiler arasındaki dayanışmayı anımsattı" dedi. İsveç Tiyatrosunun arkasında Esplanad Parkındaki ünlü şair Eino Leino'nun heykelinin önünde resmini çekmemi istedi. Yemyeşil parkın içinde geçip Baltık Denizi Sahilindeki Kauppatori pazaryerine ulaştık.
Buradaki çadırlı kahvede oturup mola verdik. Kahve ile tarçınlı çörek
yerken, ben şu beyaz ve kırmızı gemilerin İsveç'in Stockholm limanına
gittiğini söyleyince, "Helsinki'ye bir daha gelirsem, bu gemilerle
Stockholm'e gitmek isterim" dedi.
Cumhurbaşkanı sarayının, İsveç Elçiliğinin ve Helsinki Belediyesinin önünden geçip Aleksander caddesine yürüdük. Stockmann'a gelmeden yolun solundaki Finlandiya'nin ünlü gümüş mağazası Kalevala'nın vitrinine göz attı ve "içeri girelim mi? "dedi.
Beğendiği gümüş kolyelerden iki
adet alacağım deyince ben de "kime" diye sordum. "Sana ne kardeşim" diyerek beni tersledi. Ben "kusura
bakma, gayri ihtiyari sordum" deyince, "tamam Ismail kardeş sana söylerim, ama ölümü öp, aramızda kalsın"
dedi ve kolyeleri kimlere aldığını açıkladı! Yaşarkemal 2015'de rahmetli olup öteki dünyaya göçtü, ama bu sır bende kalacak!
Çok güzel Osmaniye
fıkraları
anlattığım için her hapise girdiğimde, çoğu hırsız, dolandırıcı ve katil olan kader arkadaşlarım
bana "Hoşgeldin
Yaşarkemal, seni özledik derler" dedi.
Kemal'in Helsinkideki bir dostuna yazdığı mektup. Tuula Baytaş'ın izniyle Copyright©2022 All rights reserved |
Amcam yaşındaki Yaşar Kemal ile Helsinki'de dolu dolu geçirdiğim üç günden bu güzel hatıralar kaldı. Uzun boylu, kilolu ve dobra dobra bir adamdı. Son akşam vedalaşırken bana sordu: "yahu sen bu tuhaf Fince dilini nasıl öğrendin, sözlük kullanıyor musun?" Ben de: "kitapçılarda Fince-Türkçe sözlük aradım, bulamadım" deyince, "hah işte o ilk sözlüğü sen yaz" dedi.
Istanbul'a geldiğinde Cağaloğlunda beni bul, sana matbaa ayarlarım ve benim yayınevim sana karaborsadan kuşe kağıt da temin eder" dedi! Bu Adanalı rahmetli yazar Yaşarkemalin önerisi hayatımda yeni bir sayfa açtı: Yazarlığa başlayacaktım...
Copyright © 2021 All rights reserved - Tüm hakları saklıdır
No comments:
Post a Comment